9 Şubat 2015 Pazartesi

Herkese merhaba!

Öncelikle herkese merhaba. İlk kez blog yazdığımı ifade etmek isterim. Jenerasyon olarak blog yazan arkadaşlar bizim bi alt kuşağımızdı. Onları o zamanlar çözemediğimi yeni anlıyorum. Hatta bunlar ne yapıyor bile demiştim. Yıllar sonra bir blogta ben oluşturayım dedim. Terimlere bile yabancıyım. Uzun zamandan beri blog yazmak aklımdaydı ama bir türlü adım atamıyordum. Biraderin 'Blogger var abi orada yaz işte' demesiyle, adım atmış bulundum. 

Fenerbahçe-Trabzonspor maçıyla ilgili karalamak istiyorum. Mesela kadrolara baktığım zaman kafamdan geçen sorular şunlar oldu.

- Selçuk Şahin-Mehmet Topal ikilisi ile hücumda 1 fazla olma adına Fenerbahçe'nin handikaplı olduğu.

- Emenike ile kapanma ihtimali olan Trabzonspor'a karşı Emenike'nin oyun zekasının kısıtlı olduğu.
- Hasan Ali, sakat olduğu için 18 kişilik kadroda olmamasıyla Kartal'ın, Caner'i önde kullanma adına sorun yaşayacağı...

Öte yandan Cardozo, Fenerbahçe için, Emenike de Trabzonspor için oynasaydı neler olabilirdi acaba diye de düşünmediğim değil. Maçın senaryosu beklediğim gibi gerçekleşti. Değişiklikler konusunda İsmail Kartal'ı eleştirmemek mümkün değil. 58. dakikada Kuyt-Sow değişikliği, 69. dakikada Diego-Meireles değişikliği ve son olarak 83. dakikada Selçuk-Webo değişikleri gerçekleşti. Ayrıca Fenerbahçe'in ilk 11'inde 4 yabancı bulunuyordu.



FM dili ile 2 DM ile oynuyor Fenerbahçe, önlerinde ise AMC oynayan Diego var. Aradaki boşluğu kapatmak için ya Diego geriye çok koşmalı ya da Selçuk-Topal ileriye koşmalı. Fenerbahçe'de 4-2-3-1 formasyonunda alıştığımız tarza sadece Selçuk Şahin faktörü şablon dışında kaldı. Çukurova Press Gazetesi'nden Adnan Ercan abim, basın toplantısında İsmail Kartal'a ilk soruyu sordu, 'Neden çift önlibero tercih ettiğiniz' dedi. İsmail Kartal da klasik cümlelerini kurdu. Neden tercih ettiğinden ziyade neden tercih etmediğini anlatmaya çalıştı. Çok sinirli olduğu gözlemledim.

Selçuk Şahin kötü performans göstermedi bence fakat gol için, 3 puan için hücum yönünde ben Selçuk'un artısını göremedim. Dünya'da ve Avrupa'da artık statik oynayan önlibero kalmadı. Yine FM diliyle ifade edersek 'Anchor Man' bile olsanız top sizde iken rakip sahaya dikey topsuz koşular göstermeniz gerekiyor. 'B2B (Box to box)' olmanıza artık gerek yok. Rakip takımın dengesini bozmak için Meireles topsuz koşuları sıkça yapardı. Top rakipte iken gölge olmanın dışında zaman zaman 10-15 metrelik presler yaparak rakibin temposunu ve pas akışını rahatsız ederdi. Bunu Şelçuk Şahin'de göremedik. Neden Selçuk Şahin diyorum çünkü Mehmet Topal 6 numara pozisyonunda oynuyordu, Selçuk ise 8. 4-2-3-1 sisteminde 8 numara pozisyonunda oynayan futbolcunun bu sistemin en kritik oyuncusu olduğunu düşünüyorum.

Sezon başında Beşiktaş, sağbek ve stoper arayışları içindeyken ben Beşiktaş'ın 8 numaraya ihtiyacı olduğunu söylemiştim. Hatta Feyenoord maçında çok farketmemekle beraber Feyenoord'a göre 2-3 gömlek kalitesi daha iyi olan Arsenal maçında Beşiktaş'ın 8 numara ihtiyacı olduğunu daha net gördüm.

Fenerbahçe'ye geri dönersek. Mesela ben Mehmet Topal-Selçuk Şahin yerine Alper Potuk-Meireles tandemi ile Fenerbahçe'nin iç sahada rakiplerini daha fazla sürklase edeceğini düşünüyorum. Çünkü artık futbol ortasahada toplu/topsuz dikine hızlı gidip gelen oyuncular ile oynanıyor. Kuyt-Sow değişikliği şablon değişikliği oldu. Diego-Meireles değişikliği bence oyunu kitleme değişikliği oldu. Selçuk-Webo değişikliği ise sıvama bölümüydü. Bu değişiklik ilk yapılsaydı maçın çok farklı senaryolara gebe olacağını düşünüyorum.


Emenike tercihine değinmek bile istemiyorum. Fenerbahçe bu tip iç saha maçlarında Sahte 9 (False 9) veya Pivot Santrafor (Target Man) tercih etmeli. Topsuz alanda stoperleri karıştıracak koşuları yapan 'Off The Ball', 'Anticipation' özelliği yüksek olan yani kısaca Mental Özellikleri iyi olan santrafor tipiyle oynamalı. Fenerbahçe'nin nadir gelişen 2-3 kontra atağında Emenike'nin yaptığı topsuz koşular tam bir rezaletti.

Maçın 26. dakikasına geldiğimizde Trabzonspor'dan sağbek Salih ve sağaçık Sefa sarı kart aldı. Bundan yaklaşık 12 dakika sonra Ersun Yanal Sefa-İshak değişikliği yaparak Erkan Zengin'i sağa atıp oyuna giren İshak'ı solbeke çekip, solbek oynayan Yusuf'u da İshak'ın önüne attı. Bu süreçte İsmail Kartal maalesef oyunu izlemek ile yetindi. Ersun Yanal'ın bu hamlesinden sonra en kritik hamlesi ise 64. dakikada Özer Hurmacı-Belkalem değişikliği ile geldi ve Yanal oyunu tamamen kitledi. İsmail Kartal da oyun öyle değil böyle kitlenir diyerek 5 dakika sonra Diego-Meireles değişikliği yaptı.

Son olarak tribünlere geleyim. İlk aklımdan geçen şu oldu, taraftar futbola hasret değil ama beraber tezahürat yapmaya hasret kalmış, futbolcularda seyirciye hasret kalmış hissi oluştu bende.

Yine son olarak Ryan Babel ne gol attı öyle, şimdiden yazıyorum sezonu golü olacak. :))

Sonuç olarak düzensiz yazıyorum ama sonuçta blog işte direk yazdım. 1-2 tashih yaptım o kadar. İsmail Kartal maçtan sonra yaptığı konuşma ile analizlerinin arkasında olduğunu ve doğru oyun oynadıklarını söyledi. Bence bu kadro yapısı ile çok kötü bir performans sergiledi. Daha çok yazacak şeyim var ama zamanım yok. İlk demem oldu bu ilerleyen yazılarda daha derli toplu yazılar yazacağım inş.

3 yorum:

  1. hayırlı olsun yasin bey :)

    YanıtlaSil
  2. Fm diliyle seni selamlıyorum abi nice yazıların olsun =)

    YanıtlaSil
  3. Hayırlı olsun.
    Çok iyi bir analiz.
    Bir şeyi merak ettim; false 9 kurgunuz nasıl olurdu?

    YanıtlaSil